Thursday 20 October 2011

Kuzey 19 ay Gelisim Guncelleme

Kuzey’in 18. ayda Turkiye seyahati ile konusmasinda buyuk bir atak gerceklesti. Daha once anne, baba, atti, dop (top)’dan oteye gitmeyen sozcukler dede, arda, ver, gel, koy, kalk, ball (top ball’a donustu), up (up diyip zip zipliyor). Hatta ilk cumlesini de kurdu: Baba gitti. Normalde sabahlari kalkinca bir etrafina bakinir herkes yeri yerinde mi diye. Babasinin Turkiye’ye gitmesinin ertesi gunu Baba? Nerde diyen sorgulayan gozlerle bakti. Ben de “baba gitti” dedim. Ertesi sabah uyandiginda, ilk sozleri Baba gitti oldu. Kuzey hatirlamisti babasinin gittigini. Yaklasik uc aydir naughty corner (yaramazlik kosesi) uygulamasi yapiyoruz. Kuzey’e ciddi bir ses tonuyla hemen gidiyosun kosene dedigimizde bazen aglayarak bazen de normal karsilayarak kosesine gidiyor. Yaklasik 1-2 dakika birakiyoruz. Yaramazlik kosesine ya isirdigi, cimdirdigi ya da vurdugu icin gidiyor. Onceden sadece isiriyordu simdi maharetlerine cimdikleme de katildi. Ozellikle tirnaklari birazcik uzun olsa bile cidde hasar verebiliyor. Yuksek sesten cok hoslanmiyor. Yaninda tartisma oldugunda ya da yuksek sesle muhabbet edildiginde o da bagirmaya basliyor, yuzu kipkirmizi kesilene kadar. Simdiye kadar kitaplara fazla ilgi gostermemisti ama son zamanlarda eline kitap alip kendi kendine bakmaya basladi. Ben okurken de daha uzun sure dikkatini surdurebiliyor. En azindan kitabi kapatmaya calismiyor. Kuzey, artik sadece bir koruma kenarligi olan cocuk yataginda yatiyor. Henuz bir hafta oldu ve simdiye kadar hic sabahtan aksama kadar komple yataginda uyumadi. Her gece 12 gibi uyaniyor. Bazen su icip tekrar uyuyor bazen yanima almak zorunda kaliyorum. Eger yataginda kalmissa sabaha karsi 4 gibi tekrar uyaniyor ve yanima aliyorum. Uyandiginda bazen aglayarak yataginda bekliyor, bazen de kapinin onunde. Aksam rutinimiz 6 gibi yemek, yemekten sonra 7ye kadar oyun ya da kamera, sonrasinda banyo, sut (150cc), dis fircalama, sonra Kuzey’in yataginda kitap okuma seklinde. Eger uykusu gelmis gibiyse yatagina cikariyorum, yoksa uyumasi cok daha uzun suruyor. Bu aralar 7 7:30a kadar uyuyor, kacta yatarsa yatsin. Daha onceleri (bundan iki ay oncesine kadar) 6 6:30tan sonrasina pek kalmiyordu. Sabahlari kalktiginda benim de kalkmami istiyorsa yorgani kaldirip, kalk diyor. Gozlugumu ve cep telefonumu uzatiyor:) En son 4 adet kopek disi cikti bundan bir ay once ve simdi de arka azilar zorluyor. Ondan mi degil mi bilinmez cok yemek seciyor. Genel de et ve sebze yemegi tercih etmiyor. Ancak corbalara karistirirsam yiyor. Daha oncesine kadar hazir yemekleri istahla yerken simdi onlari da cok yemiyor. Hicbir zaman hayir demedigi tek bir yemek var o da mercimek corbasi. Bunun disinda makarna, manti, kurufasulye pilav, kizarmis patates seviyor. Hamburger, beyaz peynir, kasar vs yemiyor. Cherry domates ve salatalik cok seviyor. Sabahlari ekmek uzeri Philly ya da laughing cow, rice krispies/cereal, ya da omlet yiyor. Haslanmis yumurtayi sevmiyor. Kuzey cok hareketli ama cok da dikkatsiz bi cocuk. Durdugu yerde dengesini kaybedip dusebiliyor. Bir anda hizla arkasina donup duvara carpabiliyor. Koltuk ve yatak uzerinde ayakta yuruyup kenarlara gitmek, koltuktan kaydiraktan kayarcasina kaymak ozel zevkleri arasinda. Onun icin hala en guvenli sandiginiz ortamda bile yanliz birak pek mumkun olmuyor. Sevdigi cizgi filmler In the night garden, waybuloo, zingzillas ve baby jake. Istemedigi program oldugunda benim elimi alip degistirmemi istiyor. Laptopu kucagina alip izlemeyi cok seviyor. Legolariyla da daha guzel oynamaya basladi. Bu ara ozellikle takip cikarmali dizmeli oyuncaklardan cok hoslaniyor. Kameradan annane, babane ve dedelerini cok rahat taniyor. Hosuna giden birsey gordugunde sesini inceltip “aaaaaa” diye sevinc ve sasirma ifadesinde bulunuyor. Hala cok guleryuzlu. Sahiplenme duygusu yeni yeni gelismeye basladi. Gecen gun ilk defa evden cikarken oyuncak kopegini de yanina almak istedi. Bu sabah cantasini almak istediginde onu birakalim dedim, birakti ve cantasina gule gule yapti  Diger cocuklara karsi dad aha sevgi dolu, ozellikle Kaan’a surekli sarilmak istiyor. Kuzey’e kardes nerde diye sordugumuzda karnimi gosterip “kardes” (daha cok karda gibi birsey) soyluyor, sonra opup seviyor:)

Wednesday 10 August 2011

Uzun bir aradan sonra

Bu da birsey.. En azindan blogumun adresini browsera yazdim ve bundan sonra "di" diye basladigimda bana bir blogum oldugunu hatirlatacak. Evet, coook uzun bir ara verdim. 4 Subat'ta yazmisim en son. Kuzey daha yasini bile doldurmamis, sevgili anneannem bizlere sonsuza dek veda etmemisti.
16 subat sabahi saat 7.30 sularinda calan telefonu daha acmadan ne icin oldugunu aninda tahmin etmistim. Pamuk anneannem bir suredir cok izdirap cekiyordu. Genel yaslilik uzerine damar sertligi, varisler, bel fitigi ve son olarak gelen zona onu cok yormustu. Neredeyse ilk defa olarak cok aci cektigini dile getirmisti. "Bu agri oyle sizlerin dayanabilecegi cinsten bir agri degil kizim" diyordu. Bunu bile hic sikayet etmeden, bizlerin uzerine ekstra bir suclululuk, acima duygusu yuklemeden yapiyordu. Sessizce, sabirla bekliyordu. Allah'tan en buyuk dilegi baskalarina yuk olmadan bu dunyadan gitmekti, Allah gonlune gore verdi.
Zaten sanirim bu yuzden de onu ugurlayanlarda bir isyandan ziyade, kabullenme hakimdi. O da son zamanlarini hissetmis olacak ki, herkesle ayri ayri vedalasmisti bir nevi.
Her ne kadar aramizdan ayrilmis olsa da dokundugu yerlerin sicakligi hala bizlerle. Sanki hala bir pazar gunu telefonun ucundaymiscasina..
Nur icinde yat, canim anneannem..




Friday 4 February 2011

Separation Anxiety/Ayrilik Endisesi

Son zamanlarda sadece resim ve video yukler oldum, icim biraz doldu tasti. Su donem bitmeden, yasadiklarimi tecrubelerimi de not edeyim diyorum ama malesef uykuya yenik dusuyorum.
Kuzey'de bu aralar ciddi bir sekilde "separation anxiety" yani "ayrilik endisesi" hasil oldu. Genelde bir yaz civarinda baslayip sanirim 18 aya kadar gidebiliyor. Cocuk kendisine esas bakan kisiyi goremediginde huzursuz oluyor, agliyor vs. Uzmanlar bu donemin gelip gecici oldugunu ve olabildigince ihtiyaclarina karsilik vermek gerektigini soyluyor. Eh, hal boyle olunca ve Kuzey'in de son bir haftadir sesi cikmaz olunca, en ufak aglamada "hoop kucak" ve akabinde "hoop bizim yatak" olduk. Son iki gecedir saat aksam 9.30 gibi mecbur bizim yataga aliyorum aglamayi kesmedigi ve yataginin basinda pis pis yapacak takatim kalmadigi icin. E bir de hic bitmeyen dis agrisi. Kucagima geldigi zaman aninda sakinlesiyor. Babamiz da yok, yatakta yerine de oyle guzel kuruluyor ki. Ama bu sakinlikte sureklilik arzetmiyor. Sabahin genelde 2sinden sonra basliyor donmeye. Arkadas sadece iki eksende de takilmiyor, arada bir ayaga da kalmaya calisiyor uykusunda. Yatagin kenarini yastikla donattim ama o da bir yere kadar, dun gece resmen son dakikada yakaladim yastigin uzerinden.
Bakalim bu gecemiz nasil gececek..

Thursday 3 February 2011

Yuruyelim Arkadaslar!

Annecigim de ne guzel bir pijama almis!
 Asagidaki video'yu izlemeden evvel bir yere oturun, basiniz donup dusebilirsiniz cunkum. Kuzey yururken o kadar sallaniyor ki, ister istemez bir tutma soz konusu. Artik idare edicez bir sure napalim..





Thursday 27 January 2011

Kuzey'in Yeni Banyo Maceralari

Kuzey'e banyo yaptirmak artik deveye hendek atlatmaktan zor bir hale geldi. Hic oturmak istemiyor, su dokecegim zaman basini kuvetten disari cikarmaya calisiyor.. Bu sene ki deniz maceralarimizi iple cekiyorum:)









Yes, My name is Igglepiggle!


 Livingston Designer Outlet Centre'da yemek icin oturdugumuzda, baktim Kuzey arkamizdaki cocuklara gulucuk atip duruyor. Ah bi de farkettim ki gulucukler aslinda Igglepiggle'a imis. Disneyland'e gitmiscesine hemen bi fotograf cektik. Eh ne de olsa bu da Kuzey'in cizgi kahramani simdilik.





Gulom Glasgow'da!

Buchanan Caddesinde Kuzey'le
Yillar sonra seytanin bacagini kirdik, ayni cati altinda iki gece gecirdik. Malum insan eski ev arkadasiyla sadece disarlarda biryerlerde bulusarak hasret gideremiyor. Pijamalarini cekeceksin, uykudan once sohbeti yapacaksin (gerci kuzey'in uyku duzen nedeniyle cok yapamadik ama olsun), uzun kahvalti yapacaksin.. Hem hava muhalefeti, hem zaman darligi hem de Kuzey faktoru nedeniyle gezemedik ama iste en azindan sehir merkezini soyle bir gostermis olduk. Murat'la birlikte gezemedigimiz icin nerdeyse hic birlikte resmimiz yok. Isin ilginci Kuzey'le Gul'e de dogru durust resim cekmemisiz:( Neyse bi daha ki sefer insallah.. Arayi bu kadar cok acmak yok..
Yine Buchanan Caddesi

Sansa iyi bir trioya rastladik

Wellington amca ile

Glasgow Town Hall

Corinthian onunde

Bu da numunelik biz

Corinthian icinde.. Casino da actiklari icin malesef cocukla girmek mumkun degildi..

Cafe Gandolfi.. Simdiye kadar ki en iyi Haggis'ti..

Kuzey de pek sevdi

Haggis degil merak etmeyin

A aa

Kuzey ve Theo

Theo Murat'in eski ev arkadasi David'le Christine'in 2.5 yasindaki ogullari. Yaklasik bir bucuk sene sonra Kuzey de bu kadar buyuyecek mi diye sormaktan kendimi alamadim. Zira karsimizda gayet guzel konusan, kendi kendine yemek yiyen, doyup doymadigini bilen, hangisini sevdiyse daha cok isteyebilen bir cocuk vardi. Eh, 10.5 ay oncesindeki Kuzey'le simdiki arasinda da daglar kadar fark var ama iste insan surekli birarada olunca sanki hep oyleymis gibi geliyor. Ne zaman ki bir yeni dogan gorsem, "amanin bu cok kucuk yaw, Kuzey de bu kadar kucuk muydu??" olmam da ondan.
Kuzey'in treni Theo'yu da oyalamaya yetti. Cok istekli olmasa da Kuzey'i de arkasina atip turlar bile atti. Kuzey'in henuz birbirine tokusturmaktan baska birsey yapmadigi plastik renkli kaplari (pardon cocugumun gunahini almayayim, kaplarla yaptigim kuleleri hemencecik yikiyor da) Theo aninda buyukten kucuge siraladi. Daha da fazla ilgisini cekmedi zaten. Sanirim cocugun yeteneklerini gelistirmek acisindan daha uzun bir yas donemini kapsayan oyuncaklar almakta fayda var.







Tuesday 25 January 2011

Kuzey ve Saclari

Her is oldugu gibi bu is de birazcik ara vermeye gelmiyor. Hani bu sefer oyle hastalik falan bahanem de yok:) Aman olmasin da, cok cektik yaw. Kuzey, halinden de anlasilacagi uzere pek keyifli. Nedense saclari kafasinin tam ortasinda ekstra kivrilip ilginc bir model oluyor. Ben diyorum kestirelim, babasi ve bircoklari diyor hele bi yasini gorsun, biraz daha uzasin. 
Ben de dedim madem kesilmiyor, azicik model yapayim. Tabi benim yaptigim model ne olur, ancak islatip taradim.Yuzu gozu acildi cocuumun:p 
Not: Resimler yaklasik bir ay oncesinden..








Saturday 15 January 2011

Kuzey Yuruyor!

Her ne kadar epeydir erken yuruyeceginin sinyallerini veriyor olsa da, o ilk adimlar insani heyecan yumagi yapiyor. Sabah kendi kendine oynarken babasina dedim "aramiza alip bir iki alistirma yapmaya calisalim", sonra da "yok yaa, daha erken dedik". Bu diyalogdan yaklasik bir saat sonra, Kuzey elimdeki dis fircasini almak icin debelendi. Ama zmin elinden hic birsey kurtulmaz malum,  bir kac minik adimla fircaya ulasti:)

Babasi hemen olayin tekrarini kaydetti. Onu da bilahare ekleyecegimdir. Ama bu buyuk haberi bir an evvel vermek istedim..

Xmas, Yeni Yil Falan

Tatil zamani daha cok yazabilirim diye beklerken tam aksi oldu. Aslinda sanirim yanlis bir beklenti bu. Tatil zamani yasamaktan yazmaya daha az firsat buluyor insan. Gerci tarihe de soyle bir bakiyorum da, tam da babamizin gelis tarihine denk geliyor.
Yani esasen gelmesi gereken tarihe. Hava muhalefeti nedeniyle Istanbul'dan kalkan ucagi Heathrow kapali oldugu icin Bruksel'e indi. Ertesi gune yaa kismet deyip tekrar alana gittiklerinde degisen  bir sey yoktu. Bruksel de kapanmadan ertesi gun kapagi Istanbul'a atti. Bir gece de Istanbul'da gecirip,  ertesi gunu Londra Stansted'e ulasabildi. Evet sayacak olursak taaam uc gunde ulasabildi memlekete. Ustune bir de Easy Jet'in rotari eklenince Stansted'ten Glasgow'a bile 12 saatte gelebilmis oldu.
Birikmis yorgunlukla ve havalarin cok da super olmamasi nedeniyle genelde sessiz sakin bir tatil gecirdik. Ama yilbasinda cook keyifli girdik:) Bakalim butun yil muhabbetle, yeme icmeyle ve eglenceyle gececek mi?  Sebnem'le guclerimiz birlestirdik, masayi guzelce donattik, bebeleri egledik, yedir icirdik ve uyuttuk. Veee kendimiz wii'nin derinliklerinde bulduk:)) Esasen cok sevmem oyun oynamayi (belki de iyi oynayamadigim icin sevmiyorum ya da sevmedigim icin oynamiyorum) ama 1.30'u geciyordu kalktigimizda.  O derece yani! Gecenin galibi Sebo, sefili de ben oldum tabikine..
Guzel de fotolar cekindik ama fotolar hala Sebo'da henuz alamadim, ilk firsatta yukleyecegimdir.
Eh, biraz gec de olsa hepinize Mutlu Yillaaar!